Sayı Bilimi
Eflatun kurduğu akademinin giriş kapısına ‘matematik bilmeyen giremez’ yazmıştır. Belki de bu sözüyle Platon matematiksel olanı kavramamış olan, öğrenilebilir olanı öğrenmeyen giremez demek istemiştir ?
Matematikte ”hesaplama” terimi Latince ‘çakıl taşı’ anlamında kullanılan ‘calculus’ kelimesinden gelmektedir. Eski çağlarda insanlar çakıl taşlarını kullanılarak dört işlem yapmışlar. Etimolojik olarak ‘Çakıl’ yani ‘calcule’ hesaplamanın kökeninde olandır. Eski uygarlıklar farklı sayı ve sayma sistemleri kullanmışlardır. Hayatımızda sayıların rolünü çoğumuz fark etmişizdir. Bazılarımız uğurlu sayıları olduğundan bahseder. Hayatında hep aynı sayını tekrar ettiğinden bahsedenlere rastlarım. Evrende mühendislik harikası düzenli işleyen bir sistem var. Sayılar hayatımızda bir düzen oluşturmaya imkan vermektedir. Bir anlamda hayatımızı sayılar yönetiyor diyebiliriz.
Sayıların gücünü keşfeden Sisamlı Pythagoras (Pisagor) doğa kanunlarının matematiksel olduğunu söylemiştir. MÖ 6. yüzyılda yaşamış olan Pisagor müzikteki notaların, titreşimlerin hızına bağlı olduğunu görmüştür. Bu fikirden hareketle notaların matematiksel formüllere dönüştürülebileceğini keşfetmiştir. Böylece matematik ve müzik arasında bağlantı kurmuştur. Pisagorcular seslere karşılık gelen sayıları bulmuşlardır. Bu bilgiyle sayıların bütün varlığın ilkesi (arkhe) olduğunu söylemişlerdir. Antik Yunanlılar müziğin bir ilahi keşif olduğunu ve insanın kavrayışının çok ötesinde bir gücü olduğunu söylemişlerdir.
Numeroloji
Kısaca sayı bilimi olarak ifade edilebilir. İnsan, doğa, evren arasındaki ilişkilerin raslantısal olmadığını, sayısal bir düzen içinde meydana geldiğini varsayar. Okültizmin bir dalıdır.
Bu arada sayı bilimine Pisagor’dan çok önce Mısır’da önem verildiği bilinmektedir. Hatta İbraniler ve Araplar da numeroloji üzerine çalışmalar yapmıştır. Antik Mısır bilgeliğini yansıtan Hermetika’da şu ifadeyi bulmaktayız: “Mükemmel işleyen evren, sayıların gücüyle düzenlenmiştir.”
Astrolojide gezegenlerin gökte birbirlerine bakış açıları sayıların hayatımız üzerindeki ne kadar etkili olduğunun kanıtı gibidir. Gezegenlerin aralarındaki açılar sayıların anlamlarını yansıtmaktadır.
Sayıların içsel-psikolojik anlamları şöyledir;
BİR sayısı, birlik temasını anlatır, bütünlük, tamlık, birleşerek bütünleşmeyi sembolize eder. Gezegenlerin gökte birleşerek bir bütünlük içine girmesini anlatır.
İKİ sayısı, karşıtlık, tamamlayıcılık, çatışma, bilince gelme, bütünleyici enerji, kendini aynada görmek ve öz değerlendirme kavramlarıyla örtüşür. 360 derecelik bir daire olan astroloji haritalarının ikiye bölünmesiyle elde edilen180 derecelik karşıt açıya karşılık gelir. Satürn doğasındadır.
ÜÇ sayısı, denge, uyum , ahenk ve istikrar demektir. 360’ın üçe bölünmesiyle elde edilen 120 derecelik üçgen açıya karşılık gelir. Jüpiter doğasında şanslı açıdır.
DÖRT sayısı, iki kere iki demektir. Mukavemet, direnç, çatışma, ve maddeleşmek olarak ifade edilir. 360’ı dörde bölerek elde edilen 90 derecelik açıya karşılık gelir. Mars doğasındadır.
BEŞ sayısı İNSAN’a ve insanın yaratıcı potansiyeline karşılık gelir. İnsanın yapıcı veya yıkıcı potansiyelini sembolize eder. 360 dereceyi beşe bölerek 72 derecelik quintil açı elde edilir. Astrolojide 72 derecelik açı kuran gezegenler kişideki yaratıcı potansiyelin nerede, nasıl ortaya çıkacağını anlatır.
ALTI sayısı, iki kere üç demektir. İçinde hem karşıtlık (2) ve hem de dengeyi (3) barındırır. 60 derecelik açıya karşılık gelmektedir. Çabayla elde edilen fırsatları göstermektedir. Venüs doğasında bir açıdır.
YEDİ sayısı, 360 dereceyi 7 ile bölerek elde edilen 51derece 26 dakikalık açıya karşılık gelir. Septil açı olarak isimlendirilir. Ruhaniyet, manevi kuvvet ve ilham gücünün varlığını anlatır. Kişiye neyin ilham verdiğini, nasıl yüksek bir anlayışa ve üst seviyeden bir bakış açısına sahip olabileceğini anlatır.
SEKİZ sayısı iki kere dört olarak düşünülmeli. Karşıtlık ve direnci ifade eder. Daireyi 8 ile bölerek elde edilen açı 45 derecelik açıya denk gelir. Kare açının türevidir. İçsel gerginlik belirtisidir. İnsanın derinlerde gömülü potansiyelini anlatır.
DOKUZ sayısını üç kere üç olarak alabiliriz. Bir döngünün tamamlanışını anlatır. Nihai ürün olarak kabul edilebilir. Daireyi 9’a bölerek elde edilen 40 derecelik novil açı olarak isimlendirilir. Mükemmel ve ideal olanı, üst boyutta mutluluğu temsil eder. Tanrısal bir bütünlüğe ulaşma noktasıdır. 40 derecelik açıyla ilişki kuran gezegenler uyumdan ortaya çıkan derin hazzı anlatır.
Astrolojide ‘harmonik teorisi’ Pisagor ve Platon’nun öğretileriyle ilişkilendirir. Sayılar ve sayısal döngüler üzerine dayalı bir görüş sunar. Bir astrolojik haritanın değişik sayılarla nasıl bir titreşim oluşturduğunu gösterir. Harmonik teorisi, sayılar vasıtasıyla evrenin bütünü içinde var olan düzeni açıklayan bir yaklaşımdır.
Sayı bilimiyle doğum tarihlerinin ve isimlerin titreşimsel sayılarını hesaplayarak kapsamlı analizler yapılabilir.
Doğum tarihiyle ilgili bir örnekleme yapalım:
Ülkemizin doğum tarihi 29 Ekim 1923
Sayılara dönüştürürsek 2+9+1+0+1+9+2+3=27
Tek haneye indirgeyerek, 2+7=9 sayısını elde ederiz.
Dokuz sayısı yüksek bir gelişim kapasitesine sahip olmayı anlatmaktadır. Yetenekleri bir noktaya toplamak ve pratik hayatın içinde bunları kullanılabilir düzeye getirmek koşuluyla sınırsız başarı söz konusudur. Akıllıca hedefi belirlemek gerekir. Bu sayı büyük bir gücü temsil ettiği için küçük hesaplar peşinde koşmamak gerekir. Evrensel bir başarı vadedilmiştir. Bu analiz ülkemizin doğum tarihini anlatıyor.
Her yıl için neler vadedildiğini o yılın sayısıyla görebiliriz.
2020 yılı için hesaplarsak, 29 10 2020 = 1+6= 7 yılı oluyor.
Halen 7 yılını yaşıyoruz. 7 yılı bir kuluçka dönemidir. Tecrübelerden ders çıkarma zamanıdır.
2021 yılı için hesaplarsak, 29 10 2021 = 1+7= 8 yılı oluyor.
2021 doğum günüyle beraber ülkemiz 8 yılına başlıyor. Plan yaparak düşünüp harekete geçme yılı olacaktır. Ülkemiz için başarı vadededen bir yıl diyebiliriz.
2022 doğum günüyle; 29 10 2022 = 1+8= 9 yılı başlıyor. Bir döngünün kapanışını ifade eder. Derin düşünme ve bir sonraki yeniye hazırlanma yılı olarak düşünülebilir.
2023 doğum günüyle; 29 10 2023= 1+9= 1+0= 1 yılı başlıyor. Yeni bir döngü başlıyor. Yepyeni başlangıçlar yılı olacaktır. Tohum ekme zamanıdır. Burada ne ekilirse 9 yıllık döngünün sonunda onu biçeriz.
İsimden yola çıkarak bir analiz yapalım:
1 |
2 |
3 |
4 |
5 |
6 |
7 |
8 |
9 |
A |
B |
C-Ç |
D |
E |
F |
G-Ğ |
H |
I-İ |
J |
K |
L |
M |
N |
O-Ö |
P |
Q |
R |
S-Ş |
T |
U-Ü |
V |
W |
X |
Y |
Z |
Kendi isim üzerinden gidebiliriz.
MERAL: 4+5+9+1+3= 2+2 =4
PALA: 7+1+3+1= 1+2 = 3
4+3=7
İsim sayım 7 oluyor.
Bu sayı doğal yeteneklerimi sanata, bilime, felsefeye yöneltebileceğimi söylüyor. Başarı için sessiz planlamalar ve derin düşüncelere ihtiyaç duyulur. Kasvetli düşüncelere kapılmak olumsuz etkiler yaratır. Bu sayı için ‘lider ve öğretici’ denir. Tam beni ifade ettiğini söyleyebilirim.
Astrolojiye farklı bir açılım getiren harmonik teorisini merak edenler için David Humblin’in ‘Harmonic Charts’ kitabını önerebilirim. Ayrıca Dan Millman, ‘Hayatınızın Amacı’ isimli kitabında numerolojik hesaplamalar ve sayıların psikolojik karşılıklarıyla ilgili için çok çeşitli bilgiler vermektedir. Ayrıca Miranda Lundy ‘Sacred Numbers’ isimli kitabında kıymetli bilgiler sunmaktadır.
Bu yazıda ayrıca ‘Horoscope Symbols’ (Robert Hand), ‘Sayıların Gizemi’ (A. Marie Schimmel), ‘Matematiğin Aydınlık Dünyası’ (Sinan Sertöz), Herritage of Music (K. Shippen ve A. Seidlova) isimli kitaplardan esinlenmeler bulunmaktadır.
Özetle, astroloji bilgisi hayatımızda sayıların etkisini çok güçlü şekilde belli eder. Sayıların içsel anlamlarını kavramak önemlidir.
Sayıların ritmi herkese, bütün evrene mutluluk getirsin…
Sevgi ve sağlık dileğiyle,
Meral Pala