Büyük Beklentiler Yılı

Önemli Not: Sayfaya ücretsiz abonelikle yazıları erken okuyabilirsiniz!

2020 senesi insanlık olarak yaşadığımız pandemi krizi nedeniyle hayatımızda bir kırılma yılı oldu. Geriye dönüşü mümkün olmayan bir yola girdik. 2020 yaklaşırken astrolojik olarak kitlesel ölümler, savaşlar, salgın hastalık ihtimalleri hep konuşuldu. Ancak beklentilerin epeyce ötesinde bir tabloyla yüzleşildi. İstisnasız her ülke pandemiyi yaşadı. Hatta gelişmişlik seviyesine göre daha az etkilenmesi beklenecek ülkeler zorlanmayı en derinden hissetti. İleri teknolojilere sahip olanların virüse karşı aciz kalışı hepimizi şaşırttı. Bütün yaşananlar medeniyetimizin bir sınavı oldu.

Aslında covid-19 krizi hepimizin aynı gemide olduğunu vurucu biçimde hissettirdi. Yeryüzündeki herkesin eşit şartlarda olduğu anlaşıldı. Böylece biriz, bütünüz, eşitiz anlayışı oluşmaya başladı. Ancak yine de insanoğlunu aymazlığı kalkmış değil. Doğayı bencilce tüketerek kendi sonumuzu hazırladık. Belirli ölçüde farkındalıklarımız oldu. Fakat yine de 2020 öncesi yaşadığımız hayatlara olan özlem sanki gidişatın çok da farkında olmadığımızı anlatıyor gibi.

Oysaki çoğumuz son yıllarda telaşlı hayatımıza sitem etmiyor muyduk? Her şeyi çabucak tüketmenin, hayatı tadına varamadan yaşamanın sıkıntısından söz ediyorduk. Yakın geçmişimize baktığımızda en azından son 20 yılda korkunç hızlı akan hayatımızda en iyi yaptığımız şey ruhsuz teknolojik cihazlarımıza bağımlılık geliştirmek oldu. Zihinsel ve sosyal becerilerimizde bozukluğa yol açtığını bile bile bu giderek yükseldi.  Teknoloji bağımlılığının yol açtığı bazen dramatik bazen de trajikomik durumlara şahit olduk. Örneğin romantik bir akşam yemeğinde sevgilisine tek taşla bir evlilik teklifi yapmayı düşünen bir arkadaşım, tam konuşmaya giriş yaptığı an kız arkadaşının telefonuna gelen mesaja odaklanmasıyla bütün sihrin bir anda kaybolduğunu anlatmıştı. 

Neyse ki pandemiyle beraber bir parça başkaları için neler yapılabileceğimizi düşünmeye başladık. Hasta ve yaşlılarla empati kurmaya çalıştık. İnsani tarafımızın tamamen ölmediğini keşfetmek bir nebze olsun rahatlatıyor. Fakat bütün olarak bakınca korkular geliştirdik. Açık havada, boş alanlarda bile  nefes almaktan, ağız dolusu gülmekten korkar olduk.

Üçüncü Dünya Savaşı

Bütün dünyanın birleşip üçüncü dünya savaşını  bir virüse karşı verdiğini söyleyenler oldu. 

Aslında 2018’de Uranüs’ün Boğa Burcu’na ilk dokunuşuyla hayatımızda güven duygusu veren hiçbir şeyin sahiden öyle olmadığını fark etmeye başlamıştık. Değerlerimiz kökünden değişime girdi. Astrolojik olarak hayatımızdaki trend değişikliğinden ve evrensel olarak tüm sistemi etkileyecek bir çalkantıdan bahsedildi. Siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda radikal değişimlerin beklentisi ortaya çıktı. Uranüs’ün Boğa’da yolculuğunun 2026’ya kadar devam edeceğini düşünürsek daha epeyce bir süre köklü olduğunu düşündüğümüz düzenle ilgili kırılmalar devam edecektir. Özellikle toprak ve iklimle yani doğayla ilgili şok eden, dengeleri sarsan, sistemi tümden değiştiren gelişmeler beklemek gerekir. Mesela iklim krizi ve kuraklık nedeniyle gıda üretiminde ciddi problemler doğabilir. Zaten şu an bunu işin uzmanlarından dinliyoruz. Pek yakında bire-bir etkileri hayatımızda derinden hissedebiliriz. Bu iklim krizi çok da uzağımızda olmayabilir. Çok yakında belki de gıda ihtiyacımızı karşılayacak olan haplar almaya başlayabiliriz. Belki de yakında doğacak çocuklarımız fırından yeni çıkmış taze ekmek kokusunu asla bilmeyecekler diye düşünüyorum.

Ayrıca finansal alanda, borsalarda, sigorta sektöründe çökmeler beklemek yanlış olmaz. Şimdilik kripto paraların hayatımızda yerini alacağı netleşmiş durumda. Bakalım para-finans-yatırım gibi alanlarda daha ne gibi yeni enstrümanlar icat edilecek merakla bekleyebiliriz? 

Sahipkıran

Gökte Jüpiter ve Satürn’ün Kova burcunda birleşimi nadir görülen bir tabloyken 2021’de Kova arketipine vurgu yaratıyor. 20 yılda bir görülen bu tablo yepyeni bir döngünün başlangıcını işaret etmektedir. 2021 yılı bütün insanlığı sosyal anlamda eşitlenmeye, adil ve hakkaniyetli bir düzene davet ediyor. Herkesin kendini izole ederken başkaları için bunun gerekli olduğunu düşünebilmesi kalbimizdeki buzları kırmaya başladı bile. Bu, insanlık için büyük bir adımdır. Örneğin bir sağlık çalışanının iş yükünü hafifletmek veya bir yaşlının bakım şansını yok etmemek adına kendimize dikkat etmek zorunda hissetmek insanlığımızı yeşertiyor.

Kova arketipi buluşçuluğu, özgürlükleri, sıra dışı yeni ilerlemeleri vurgulayacaktır. Grup bilincini, bütünün ihtiyaçlarını öne çıkartacaktır. Bireylerin ben merkezci tutumları onları zor durumda bırakacaktır. Bireysellikler önemli fakat farklılıklarımız kazancımız olacaktır. Ayrıca kuşkusuz temassız-mesafeli hayatımıza devam edeceğiz. Zira Satürn’ün burcunda havayı soğutan bir rüzgar beklemek yanlış olmaz. 

Tam bir paradigma değişimi yaşayacağımız muhakkak!

Uranüs-Satürn Çekişmesi

2021 yılının çok dikkat çekici gelişmelere gebe olduğunun altını çizmekte fayda var. Zira Boğa burcundaki Uranüs’ün Satürn ile temasları bilfiil hayatın içinde cereyan edecek gerilimlere işaret etmektedir. Özellikle 3 önemli tarih üzerinde durmak gerek. 17 Şubat, 14 Haziran ve 24 Aralık’ta gökte Uranüs ve Satürn arasında büyüyen bir kare açı görülmektedir. Bu tarihlerin +/- 15 gün kadar ciavrında sert atmosferi hissedebiliriz.

Kaotik bir atmosfer ve son derece şaşırtıcı gelişmeler olası gözüküyor. Ekonomide, siyasette, hukukta ve eğitimde  yepyeni düzenlemeler bekliyoruz. Eski sistemin yıkılışına bizzat şahit olabiliriz. Kurulu düzenlere başkaldırı söz konusu olabilir. Yaşlı fikirler, yeni aykırı fikirlerle çatışmaya girebilir. Sert tartışmalar ve başkaldırılar çok sayıda ipi kopartabilir. Sosyal düzen her açıdan değişiyor dersek yanlış olmaz.

Bu arada 2023’ten itibaren Satürn Balık’ta hareket ederken devletler arası sınırlar eriyebilir. Bir başka ihtimal insanın duygu paylaşımları iyice kısıtlanabilir. 

2024-2044 arası dönem

Daha da büyük resmi, çok daha ilerideki yılları düşününce insanlık tarihinde 2024’ten 2044’e kadar Plüto’nun Kova’da hareketiyle hayatımızda başka bir sahne açılacaktır. Toplumsal yaşamın kurallarında geriye dönüşü olmayan değişiklikler beklemek gerek. İnsanoğlunun düşünce şekli değişecektir. Bilinçte bir dönüşüm  beklemeliyiz. Şimdilik ütopik gözükse de belki dünyanın tek bir ülkeye dönüşmesi bile gerçek olabilir. Plüto krizlerle dönüşüm ve sağaltımı sembolize eder!

Transhümanizm

Belki de insanın fiziksel ve bilişsel yeteneklerinin artırılmasıyla yaşlılık ve hastalık gibi istenmeyen yönlerinin yok edilmesi amacıyla teknolojiden faydalanılması gerektiğini öne süren yaklaşım gerçek olacak?

2026’da Neptün’ün Koç burcuna ilerlemesi kişisel egoları silip süpürecek bir atmosfer vadediyor. İnsanoğlunun hayal gücü yeni ”ilk”leri hayatımıza getirecektir. Uranüs de İkizler’de uzun soluklu hareketlerine başlayacak. O vakit farklı yeni buluşların ve  teknolojik gelişmelerin eğitim, haberleşme, alışveriş gibi yollarla sosyal hayatımıza girmesi kaçınılmaz olabilir.

2021 yılı herkesin şapkayı önüne koyup kişisel çıkarlarından ötesine geçip bütüne, topluma, evrene nasıl bir katkıda bulunabilirim diye düşüneceği bir yıl olacaktır. Hepimiz doğanın bir parçası olduğun bilincine varmak zorundayız. Sosyal düzen yeniden kurulma aşamasında. Bunu kurarken doğayı korumak ilk hedef olmalı, başka seçeneğimiz yok.

Önümüzdeki yıla ve yıllara dair söyleyeceklerimi şimdilik burada noktalamak istiyorum.

Kalın sağlıcakla…

2021 yılı tüm dünyaya esenlik getirsin…

Meral Pala