Y Generation

Son zamanlarda sıkça bahsedilen Y Kuşağı’na bir de astrolojik açıdan bakalım.

Birkaç hafta önce ‘Time’ dergisine kapak olan “me me me generation”yani “ben ben ben kuşağı” dedikleri,  1980 ile 2000 arasında doğmuş olan kuşak, Y KUŞAĞI olarak isimlendirilmiş. Time dergisinden Joel Stein’a göre özellikleri şöyle sıralanıyor: teknoloji bağımlısı, tembel, narsistik, özgüveni şişik, her şeye hakkı olduğunu düşünen, empatiden yoksun, otoriteye aldırmayan, apolitik bir kuşaklar. Olumlu yönlerine gelince; açık sözlü, iyimser, dürüst, pragmatik, bir lidere ihtiyaç duymayan, dini açıdan bağnazlıkları olmayan, farklılaşmayı daha kolay kabullenen gruplar olduğunu yazıyor. Ayşe Arman’ın 9 Haziran’da sayfasında konu ettiği, kuşaklar üzerine araştırmalar yapan Evrim Kuran’ın deyişiyle Y kuşağı tam bir saçmalık dedektörü. Kafasına uymayan, ‘saçma’ bir durum gördüğünde dayanamıyor, kaynamaya başlıyor. Cumhurbaşkanı olmuş, başbakan olmuş, öğretmen, genel müdür hiç fark etmiyor, hemen tepki veriyorlar. Çünkü bu kuşağın temel değerlerinden biri “adalet duygusu” diyor. Aileleri ve akranlarına çok düşkünler.  Ayrıca daima sahicilik arayışındalar.

Astrolojik olarak 1980-2000 aralığında dünyaya gelmiş kuşağın bu özellikleri nereden aldıklarına geçmeden önce, astrolojide kuşaklar arası farklılaşmayı sembolize eden jenerasyon gezegenleri Uranüs, Neptün ve Plüton hakkında kısa birkaç bilgi verelim. Her burçta uzun yıllar kalarak belli bir dönemin düşünüş biçimine, yaklaşımlarına, değerlerine damgasını vuran bu gezegenler bizim “kuşaklar” diye adlandırdığımız belli yaş gruplarındakilerin benzerliklerini veya diğerlerinden farklılıklarını sembolize etmektedir.

Uranüs Zodyak’taki yolculuğunda her burçta 7 yıl kalır; aydınlanma ve özgürleşmeyi sembolize eder. Yüksek akıl ve yaratıcı zihin Uranüs ile temsil edilmektedir. Bulunduğu burcun özellikleriyle aykırılıkları ve hayatımıza yenilenmeyi getirmektedir.

Neptün her burçta ortalama 14 yıl kalır ve ilerlediği burcun anlattığı temalara uygun biçimde yaratıcı hayal gücü verir. Ancak olumsuz çalışması halinde gerçeklerden uzaklaştıran, sisli-puslu atmosferde netlik kaybına neden olabilir.

Plüton ise her burçta ortalama 18-20 yıl kalır, ilerlediği burcun özellikleriyle kökten değişimlere zemin hazırlar. Büyük mücadeleler sonucunda geriye dönüşü olmayacak şekilde kalıcı değişimleri sembolize eder. Yıkım ve yeniden doğumu anlatır.

Öncelikle 80’lerin başlarında gökyüzündeki tabloya baktığımızda, Uranüs Akrep Burcunda, Neptün Yay, Plüton Terazi burcunda ilerliyor. Uranüs Akrep’te bilinçaltındaki uyanışı anlatıyor; sorgulayan, araştıran keskin bir zekâ, derin ve güçlü bir algılama, sezgisellik yeteneği veriyor. En dipte ve gizli olanı çözebiliyorlar. Bilimsel şüphecilik ve yüksek bir zihinsel odaklanmayla derin araştırmalar yapabilirler.

1984’e dek Yay Burcunda bulunan Neptün, iyimserlik duygularını, hayata toz pembe bakabilmeyi getiriyor. Bu yerleşim, ruhsal ve spiritüel bakış açısını benimseyen bir kuşak oluşumuna zemin hazırladı.

Yine 1984’lere kadar Plüton’un Terazi burcunda yerleşimiyse bu yıllarda doğanların eşitlik ve adalet tutkusunu açıklıyor. Haksızlık olduğunu düşündükleri yerde kökten dönüşüm yaratacak güce sahipler.  Şimdilerde 30 yaş üstü olan bu grup yakın geleceğimizde de Uranüs-Plüton gerginliğini yaşarken, toplumsal alanda büyük dönüşümlere imza atabilecektir.

Daha sonra 1982’den 1989’a dek Uranüs Yay Burcunda hareket ediyor. Bu aralıkta dünyaya gelenlerin farklı hayat görüşlerini tecrübe etmek kaydıyla aydınlandıklarını, geniş bir dünya görüşüne sahip olduklarını, her türlü inanışa açık, mantık dışı olanı da hemen saf dışı bırakabilen gözü karalıkta ve bilimsel düşünüşü çok ileri seviyelere taşınma yetisine sahip bir grup olduklarını söyleyebiliriz.

1984 ile 1998 arasında Neptün’ün Oğlak burcunda hareket edişi hayal gücünü devamlı gerçekçi ve somut olmaya zorlayan, her şeyi maddi dünyada bir gerçeklik üzerine oturtmaya çalışan bir kuşak oluşumuna zemin yaratmış, bu sebeple aşırı materyalist olarak da görülebilirler. Bu dönem Berlin duvarının yıkıldığı döneme denk gelir, dünya tarihinde sınırların kalkmaya başladığı, mevcut düzenin çözülmeye başladığı bir dönem olmuştur. Örneğin Sovyetler birliğinde Glasnost(açıklık) ve Perestroika(yeniden yapılanma) başlamıştır.

Uranüs’ün de 1989 ile 1996 arasında Oğlak Burcu’nda ilerlemesi düzeni ve kuralları sarsabilecek bir gücü sembolize ediyor. Bu astrolojik görünüm geleneksel hiyerarşik yapıdan özgürleşmeyi getiriyor. Bu kuşağa kemikleşmiş yapıları yerinden sökebilme gücü veriyor.

1983-1995 Aralığında Plüton’un Akrep burcunda en güçlü olduğu burçta ilerlemesi,  Y kuşağından beli bir kesimin büyük güç ve kontrol sahibi olduğunu anlatıyor. Derin bir algılama kapasitesi veriyor, toplumda bir şeyleri yıkıp yeniden inşa edebilme gücüne sahip olduklarını söylemek gerek. Çok güçlü ve dayanıklılar, psikolojik savaşta da son derece dirayetliler. Gerekirse kontrolü ele almak için sınırları sonuna kadar zorlayabilirler. İstediğini elde edene dek vazgeçmeme özelliğine sahipler. Hırs ve tutkuyla hareket edebilirler.

Neptün’ün 1998’den sonra Kova’da ilerlemesi teknolojide hayal gücünün sınırlarını aşma potansiyelini anlatıyor. Bu kuşakta doğanlarda yaratıcı zihnin ve sezilerin çok ileri seviyede olması hiç şaşırtıcı değil.

1995 sonrasında Plüton’un Yay Burcunda ilerleyişi de inançları kökten dönüştürecek kapasite verebilir. Politika ve dinde ikiyüzlülükten kurtulmak için ahlaki ve hukuki temelleri değiştirecek güce sahip olabilirler. Evrim Kuran’ın sözünü ettiği ‘sahicilik’ arayışını buradan açıklayabiliriz.

Gen Y

Uranüs’ün 1996’dan sonra 2003’e dek Kova’da en güçlü olduğu konumda ilerlemesi aykırı, standart kalıpların çok ötesinde, körü körüne inanmayan, başkaldıran, reformlar yapabilen, yenilikçi, sosyal meselelere duyarlı, demokrat ve bilimsel buluşçuluğa yatkın bir zihniyeti getirmiştir. Zekâ ürünü yaratıcılıktan,  ‘deha’ niteliğinde yüksek algı ve aklın sınırlarını zorlayan buluşlardan söz etmek gerek.  Yaratıcı ve özgün buluşların sahipleri bu yıllarda doğanlar arasından çıkacaktır. 1996-2003 arasında insanlık tarihinde çığır açan gelişmelerin olduğunu, iletişimde devrim yaşandığını, internetin ve mobil iletişimin hayatımıza girdiğini düşünürsek bu yıllarda doğanların buluşculukta sınır tanımayacak bir kuşak olduğunu görebiliriz.

Demekki astrolojik olarak baktığımızda, Y Kuşağının apolitik olmasına rağmen sosyal meselelerden kopuk olmayan, çok zeki ve yaratıcı, kâşif ruhlu, çok çabuk kavrayan yaratıcı çözümler üretebilen, vizyon sahibi, büyük güç ve kontrol sahibi, teknoloji tutkunu fakat bunu yararlı amaçlar için de kullanabilen, akranlarıyla kolayca organize olabilen, yeni medyayı kullanan, bireysel özgürlüğüne fazlasıyla önem veren ama herkesin eşitliğini ve adaletini savunan, haksızlıklara karşı sonuna kadar mücadele eden, sosyal adaletçi bir kuşak olduğunu fark etmek gerek. Bu arada Joel Stein’in empati yoksunu tanımlamasına da katılmadığımı belirtmeliyim, özellikle Plüton Akrep burcundayken doğan kuşağın derin bir empati kapasitesi olduğunu düşünüyorum ancak bunu her daim dışarı vurmadıklarını fakat yeri geldiğinde dibine kadar bu yeteneği de ortaya çıkarttıklarını düşünüyorum.

Önümüzdeki yıllarda fütüristlerin, trendleri takip edenlerin, büyük şirketlerin, insan kaynakları uzmanlarının ve tabii ki ebeveynlerin bu kuşağın özelliklerini böylece algılamalarında fayda olacaktır.  Gelecek kuşakların da benzer bilgiler ışığında değerlendirilmesi oldukça faydalı açılımlar getirecektir.

Son söz olarak, hiç şüphesiz 1980-2000 arasında dünyaya gelmiş bu kuşağın içinde farklılaşmalar olacaktır ancak astrolojide genel eğilimleri anlatan jenerasyon gezegenleri vasıtasıyla kuşakların genel özelliklerini kısaca irdelemeye çalıştık. İnsanlık tarihindeki büyük dönüşümlerin, keşiflerin, icatların kolektif gezegenlerle sembolize edildiğinin altını çizmek gerekir.

Yeni kuşakların aydınlık fikirlerinin her daim bizleri de aydınlatması umuduyla…

ÖNEMLİ NOT: Astroloji Eğitimi hakkında bilgi çin:

http://astrolojikosesi.com/astroloji-egitimi/

Meral PALA

CMA

Bütün hakları saklıdır.

10 Haziran 2013

Referanslar: 

TIME Magazine- 20 Mayıs 2013

Cumhuriyet- BilimTeknoloji -24 Mayıs 2013

Ayşe Arman İncelemesi-9 Haziran 2013

Demet Cengiz İncelemesi(Hürriyet-Turuncu)-8 Haziran 2013

Kim Farley-Astro Mind Maps